Yepyeni Bir Dönem
Yeni Türkiye logosu, pazarlama ve marka yönetimi alanında Türkiye ekonomisinin tüm unsurları üzerinde pozitif bir etki yaratacak iyi planlanmış ve yönlendirilmiş bir köklü bir değişikliğin sonucudur.

Nasıl Made in Türkiye bir dönemi ve algıyı temsil ediyorsa yeni Türkiye logosu da değişimi ve bu zamana kadarki yaklaşımda yapılan değişikliği temsil etmektedir. Bu yeni sistem ve yaklaşımın arka planı oldukça geniş olmakla birlikte bu sistem çeşitli kaygı, beklenti, fikir ve çözümlerin harmanlanmış şeklidir.
İlk başta, Türk iş dünyasının ve ilgili kuruluşların kolektif bilinçaltında muğlak bir kanı bulunmaktaydı. Herkes bir dönüm noktasına, bir "kilometre taşına" yaklaşıldığının bilincindeydi. Bir ihtiyaç olduğunun farkındaydılar ancak bu ihtiyaç henüz tanımlanmış ya da dile getirilmiş değildi. İş dünyası birbirine güçlü bağlarla bağlı olduğu ve bireysel girişimler uzun zamandır beklenen köklü değişikliği tetiklemeye tek başına yeterli olmayacağı için yapılacak "hamlenin" toplu bir hamle olması gerekiyordu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Saffron Marka Danışmanlığı Türkiye Yöneticisi Turgay Adıyaman TİM için yapılabilecek bir proje hakkında görüşmelere başladığında bir fırsat doğdu. TİM Türkiye ihracat hacmini artıracak ve Türk ihracatçılara ilham verecek heyecan verici bir hikaye peşindeydi. Mehmet Büyükekşi rehberliğinde yapılan beyin fırtınası devam ettikçe yapılan teklif geniş çaplı bir projeye, ülke çapında etkili olan bir hikayeye dönüştü. Katılımcı yelpazesi genişledikçe ortaya atılan fikir yavaş yavaş mevcut yaklaşımdaki halini aldı. Ufukta köklü bir değişim görünüyordu.
Made in Türkiye dönemi nasıl bir güç yarattıysa bu sefer de bu gücü "paketleyip" tanıtma ve zamanla bu gücü harekete geçirecek ve yıllar süren çabaların karşılığını alacak bir farkındalık yaratma vakti gelmişti. Bu yeni yaklaşımın iki ana boyutu vardı: Göstergebilim uzmanı Prof. Dr. Rengin Küçükerdoğan'ın belirttiği üzere ilk başta yabancılara uzatılan bir davet söz konusuydu. Kendisi logonun verdiği temel mesajı şu şekilde açıklıyor: "Yeni Türkiye güçlüdür, enerjiktir ve bünyesinde gizli güçler barındırmaktadır. Yeni logosunun da modernliği, doğu batı sentezini ve geleneksel ama aynı zamanda da açık fikirli olmayı vurguladığı kuşkusuzdur." İkinci boyutta ise logonun asıl işlevi söz konusudur: logo Türkiye'nin bütün yönlerini ve bütün unsurlarını ustalıkla tasarlanmış bir sembolle bir araya getirerek Türk iş adamlarına Reklam Yaratıcıları Derneği eski başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Cahit Işık tarafından belirtilen şu mesajı vermektedir: "Logoyu benimseyin, yeni yaklaşımı benimseyin ve bu yeni marka yönetimi döneminden faydalanmak için bu yeni ivmeye ayak uydurun." Cahit Işık iş dünyası, hükümet ve medya, yani "Türkiye'yi" oluşturan bütün unsurlar logoyu benimseyip bu yeni akımla birlikte gelen koşulları yerine getirdikçe başarıya ulaşılacağına inanmaktadır.
Her biri farklı anlam taşıyan ve farklı bir hedefe yönelik desenlerden oluşan, bu desenlerin yarattığı ahengi ortaya koyan ve her birinin anlamı bir araya geldiğinde tek bir mesaj veren bu logo görevini layığıyla yerine getiriyor. Turgay Adıyaman'ın belirttiği gibi iki kısım; desenli "Türkiye" yazısı ve "Discover The Potential" sloganı yukarıda bahsedilen iki mesajın belirgin göstergesel taşıyıcılarıdır. Yerel "Türkiye" kısmı Türkiye'yi tanımlamakta, anlamsal gücü ve tasarımıyla Discover The Potential kısmı ise "modern dünya'yı" kendine çekmektedir.

Rengin Küçükerdoğan logoyu şu şekilde incelemiştir: "Made in Türkiye sadece mesajı, yani ürünün kökenini basit bir şekilde iletiyordu. Verdiği mesaj hem basit hem netti. Mesajın yorumlanmasına doğrudan ve etkin bir şekilde katkıda bulunmak yerine sadece ürünün imal edildiği yeri belirtiyor ve bu sayede de tüketici/ hedef kitlenin ilgili ürün ya da ülke hakkında kendi deneyimlerine dayanarak bir fikir geliştirmesine neden oluyordu. Bu zamana kadar verdiği mesaj yalnızca bilgi vermeye yaradı, harekete geçirmeye ya da ilham vermeye değil.
Bu yüzden de yeni logoda gücün altını çizmek doğru bir hareket. Bu logo Made in Türkiye döneminde ortaya çıkan gücü temsil ediyor, aynı zamanda da daha aktif, daha özel ve daha çekici bir mesaj veriyor. Türkiye halihazırda bir marka ve bu logo da bu markanın gerçek değerini yansıtmayı amaçlıyor. Bu aşama ile birlikte Türkiye artık kendini tanıtmayı geçip kendini açıklamaya başlıyor."
Yeni Türkiye logosunun tasarımını Saffron Marka Danışmanlığı üstlendi. Röportajımız sırasında şirketin Türkiye Yöneticisi Turgay Adıyaman konseptin ve logonun ortaya çıkmasını sağlayan görüş ve fikirleri paylaştı. "Kendi hikayemizi kendi ağzımızdan anlatmak zorundaydık çünkü ortada Türkiye hakkında yanlış bir algı vardı. İnsanların bizim hakkımızdaki algıları 30-35 yıl önceki, çoğunlukla da dolaylı kaynaklardan edinilen deneyimlere dayanıyordu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yaptığı anketlere göre turistlerin çoğunun genellikle Türkiye'den ‘şaşkın' ayrıldıklarını söylediklerini fark ettik. Bu da bize ilham veren oldukça önemli bir olaydı. Kafalarında bir algı vardı, ancak bu algı eskiden kalma ya da yanlış değerlendirilmiş bir algıydı. Bu yüzden her şeyi bir arada ifade eden ve davetkar bir logo tasarlamaya karar verdik."
Yeni logonun köklü bir değişimi sembolize ettiği aşikar, ancak Türkiye'nin ve hem idari hem de ticari önderlerinin gidişatını incelemek ve anlamak da gerek. Ekonomi Bakanlığı, Türk Hava Yolları, Borsa İstanbul ve Turquality Projesi bu hikayenin kahramanları olarak karşımıza çıkıyor.
"Birleşik Krallık sadece dünyanın en büyük 10 ekonomisi sıralamasında 5. sıradan 4. sıraya yükselmek için bile 365 milyon GBP tutarında yatırım yapıyor.
"Eli Belinde" Anadolu'da yaygın bir şekilde kullanılan geleneksel bir halı desenidir. "Değeri" sembolize eden bu desen halılardan tutun da madeni paralara kadar değerli görülen her şeyin üstünde rastlanabilir bir desen.
Tarih boyunca pek çok amblem ve şekil kullanıldı. Selçuk yıldızı da onlardan biri. İslami kökenleri olan Selçuk yıldızı "yeniden doğuşu" simgeliyordu ve Osmanlı döneminde ve erken cumhuriyet dönemlerinde de kullanılmaya devam edildi.